You Are Reading

Kentler ‘Düzen’in Aynasıdır!

(Yapı.com.tr de okunmuştur,
etkilenilmiştir,
alınıp hemen buraya konulmuştur)

Haber: Cumhuriyet Gazetesi / Oktay EKİNCİ
23.07.2008


Mimarlık öğrencisiyken “yaşamı kavrama”mızı sağlayan güzel bir söz vardı; “Kentler düzenin aynasıdır”...Nedense zamanla söylenmez oldu... Oysa varoşlardaki gecekondular ile merkezdeki gökdelenler, kenti sarmalayan yoksulluk ile kenti sömüren bir varsıllığın simgeleri değil de nedir?... “Eşzamanlı” yaygınlaşmaları da aynı dengesizliğin “artarak” sürdüğünü göstermiyor mu?..
Son zamanlarda ise varoşlar en pahalı villa siteleriyle doldu. Hatta en görkemli “çağdaş konaklar” ormanlarda, su havzalarında gecekondularla yan yana... Yani, gelecek kuşaklar adına sözde “imara yasak”lanmış araziler, barınma amaçlı kaçak konutlarla “yaşama” amaçlı kaçak sitelerin “komşu” oldukları ortak inşaat alanları... Siteler, komşularına karşı etraflarını sur duvarlarıyla çevirmişler; kapılarında “sivil silahlı kuvvetler” ve adım başı gözetleme kameraları..
Komşu gecekonduların ise böyle bir dertleri olmasa da artık başka bir “korku”ları var; şu yeni “kentsel dönüşüm” yasası..amansız ve acımasız. Evler “mortgage pazarı”nın “TOKİ arsaları”na dönüşürken, sakinleri de dağbaşındaki “sürgün blokları”na gönderiliyorlar...
‘Uzay’la komşuluk!
Böylesi bir “kentsel değişim”in gökdelenleri de bir âlem! Artık “şirketlere ofis” amaçlı değil, adına “rezidans” denen “ayrıcalıklı konut”lar için yükseliyorlar... Kente en tepeden bakabilmek, hatta bir rezidans reklamındaki deyişle “uzayla komşu olmak”, doruklara çıkan imar rantının yarattığı yeni zenginlik kültürü... Parası olanlara kentin istediği yerinde yükselme özgürlüğü “demokrasi”nin (!) de göstergesi sayılıyor...
Kente zarar veren bu şımarık kulelere şehircilik hukuku adına “dava açmak” ise imardaki eşi görülmemiş bir “adaletsiz”liği toplum adına sorgulamak olduğundan, yakında “Ergenekon”a bile girebilir... Böylesi bir “kalkınma”(!) görüntüsü, her yönüyle “yağma düzeni”nden başka hangi ortamda görülebilir? Denebilir ki kentler, hiç bu kadar açık ve seçik “düzenin aynası” olmamışlardı...
‘Sahte pazar’lar
Bu tarihsel aynada binlerce yıllık “alışveriş kültürü”müzün öldürülmesi de var... Sahipsiz kalan eski çarşılar, siyasi koruma altındaki dev alışveriş merkezlerine karşı “yaşama savaşı”ndalar... Geleneksel pazarlarımızı yok eden “tüketim hangarları”nda, herkesin hoşuna gitsin diye “sahte pazar yerleri” bile düzenlemeye başladılar...
Halkın “beslenme parası”nı çarşıdaki tanıdık esnafa değil, mega marketlerin adını bile bilmediği küresel şirketlerine vermesi için seferberlik halindeler. Pazar günleri çarşı pazar kapalı, ama süpermarketler “halkın hizmetinde”!..
İşte böylesi bir kent yaşamı, “soygun ekonomisi”ne bağlı bir düzenin aynası değil midir?
‘Tarihimsi’ projeler
Gelelim tarihi kent dokularına... Eski evler ve tarihi sokaklar, yıllardır en “muhafazakâr” siyasetlerin en yıkıcı imar politikalarıyla yok edilerek apartmanlara dönüştürüldüler. Bir semtin, 30-40 yıl arayla çekilmiş iki fotoğrafı, kültür ve uygarlık düşmanı bir düzenin adeta “dev aynası” gibidir... Bu “vahşi” rant saldırısından, korumacıların onca baskı ve tehditleri göğüsleyerek büyük özverilerle kurtarabildikleri elde kalan son dokuları ise şimdi de “turistik dekor” projeleriyle tarihten siliyorlar...
Kimler mi?
Birincisi, tarihi evlerimizde yine “biz”lerin yaşaması gerektiğini kavrayamayan sözde modern kafalar... İkincisi de kültürel birikimlerle iç içe yaşamayı, “toplumu kimliksizleştirerek” sömürmenin engeli gören, kökü dışarıda anlayışlar.. Bunlar, “yandaş” sermayeleriyle ve “özgür”(!) tasarım düşkünü mimarlarla birlikte, son kalan eski kent dokularını insanlarından da arındırarak, “tarihimsi” dekorlu “rant projeleri”ne kurban ediyorlar... Bunun “neyin aynası” olduğunu ise sormayın; çünkü yanıtını “edep dahilinde” vermek mümkün değil...

Comments for this entry

 

Copyright 2010. All rights reserved.

RSS Feed. This blog is proudly powered by Blogger and uses Modern Clix, a theme by Rodrigo Galindez. Modern Clix blogger template by Introblogger.